Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Askerlik... "Doğru yerde dur!"

Resim
“Dilerim sorunlarımız barışla, demokrasiyle çözülür.” “Barışsa barış savaşsa savaş! Doğru yerde dur, bir daha başını belaya sokma.” Okurun sabrını zorlamayayım daha fazla, bu yazıyla bitireyim askerliği artık. Raporlu olduğum günler bitince eğitimlere kaldığı yerden katıldım ben de. Eğitim veren başçavuşlar canla başla işlerini yapmak gayretinde insanlardı. Ama bazen kendi aralarında söylendiklerine de tanık oldum. “Böyle askerlik mi olur? Şunlara bak! Biz bunlara ne öğretsek hava cıva! Üç gün sonra çekip gidecekler, bunun adı da ‘askerlik yaptık’ olacak. Tüküreyim böyle işin içine!” Tabii ki kendi açılarından haklılardı. Benzer lafları, çok temas etmemize izin verilmeyen normal askerlerden de çok duydum; “Adamın parası var, üç gün askerlik yapıyor! Olan biz garibanlara oluyor. Üstüne de bu şerefsizlere hizmetçilik yapıyoruz” filan. Meseleye bu açıdan bakınca gerçekten de “bedelli askerlik”, apaçık bir sosyal, sınıfsal eşitsizlik konusu olarak öne çıkıyor. Değişik tarihlerde geçici ola

Askerlik... "Aranızda terörden yatanlar var!"

Resim
Toplantı salonunu dolduran kalabalık, “Kim onlar? İsimlerini söyleyin! Türkiye! Türkiye!” sloganları atarak ayağa kalktı… Madem başladım anlatmaya, devam edeyim. Bölüğümde ve görebildiğim kadarıyla diğer bölüklerde benim gibi “yurtiçi bedelli” kimse yoktu. “Yurtiçi bedelli” olduğum, “Nereden geldin?” sohbetlerinde ortaya çıkıyordu ister istemez, ben kimseyle paylaşmak istemesem de. “E niye geç geldin?” türü soruları ise, “Mazeretim vardı ancak gelebildim” diyerek geçiştiriyordum. Bu cevaptan genellikle sağlık sorunlarım olduğu sanılıyor, ben de düzeltmeye çalışmıyordum. Girişte maruz kaldığım uyarılar bir yana, gerçekten de niyetim herhangi bir “vukuat” yaşanmadan 28 günlük bu mecburi eziyeti tamamlayıp çıkıp gitmekti. Askerlerin çoğu Avrupa ülkelerinden gelmişti. Sene 2003, Nisan ayı, gündemde tezkere ve Irak’a askeri harekât vardı. Birkaç istisna hariç hepsinin gayet milliyetçi oluşlarına şaşırmıştım. Hem o kadar milliyetçi olacaksın, orduya hayran olacaksın, hem de askerliğini bedel

Askerlik... "Burada yanlış yapma sakın!"

Resim
 Evet, ben de askerlik yaptım. 40 yaşımı geçmiş, hapisten yeni çıkmıştım askere gittiğimde. Geçen yıl parlamentoda kabul edilen tezkerelerden ve bu vesileyle Mart 2003 tezkeresinden bahsettiğim bir yazımın ardından bazı okurlarım merak etti; “Sen askerlik yaptın mı? Nerede, ne zaman?” diye. O sene (2003) askerlik yaptığımı bilen arkadaşlarımdan da, “Askerlik hatıralarını neden anlatmıyorsun?” diye soranlar oldu. Ancak öne çıkan gündemler nedeniyle yazamadım, anlatamadım bugüne değin. Yazdır madem, sıcak ve olağan gündem konularından farklı olarak daha “rahat” okunabilir yazılar yazmak âdetine sığınarak, askerlik hatıralarımı anlatayım size. Arka fonda siyaset olacak biraz ister istemez, AKP de diyebilirsiniz. Evet, ben de askerlik yaptım. 20 yaşındaki her Türkiyeli delikanlı gibi diyemeyeceğim, zira 40 yaşımı geçmiş, hapisten yeni çıkmıştım askere gittiğimde. Askerlik hatıralarını anlatmak, öteden beri en revaçta kahvehane muhabbetlerinden biridir, malum. Genellikle bire bin katarak, r

Darbe dersi

Resim
Bizde darbelerin sonuncusu bastırıldı ve demokrasimiz acayip güçlendi, sağlamlaştı diyebiliyor muyuz? Memleketin tarihi darbe ve askeri müdahaleler, muhtıralar tarihi… 15 Temmuz darbe girişimi vesilesiyle bir kez daha bunun üzerinde ibret ve ciddiyetle düşünmek, bu olmayası gerçeğimizin muhasebesini yapmak durumundayız.  Kuşkusuz bunu, “filanca darbe iyiydi, filancası ise kötüydü” gibi bir riyakarlıkla yapmanın hiçbir kıymet-i harbiyesi ve yararı yok. Bu çifte standartçı anlayıştan ne kadar arınabilmişiz, en başta bunun muhasebesini yapmak gerek sanırım. Darbe, sorunları da olsa ülkenin kendi dinamikleriyle “olağan” seyrini alt üst ettiği, daha iyi, özgür ve barış içinde bir arada yaşama özlem ve çabamızı kanla, karanlıkla gölgelediği için kötü bir eylemdir… Klişe bir tabirle, “Darbeler ülkeyi 50 yıl geriye götürdü” denir ya, öyledir. Özellikle demokrasiden her ne anlıyorsak her defasında başa sardığımız için… 2008 yılında Taraf’ta meramı “iyi darbe kötü darbe ayrımı yapmadan bütün dar