Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öylesine bir gündü, hayat devam ediyordu…

Resim
Sabah erken kalktım, 7’yi çeyrek geçe. Ne olur ne olmaz diye telefonumun alarmını kurmuştum ama alarm ötmeden uyandım. İyi uyuyamadım gece zaten. Dişçiye gidiyorum heyecanı. Mahpusluk zamanlarının en doğrudan tahribatı, boynumun yanı sıra dişlerim üzerinde oldu. Pandemi nedeniyle erteleyip duruyordum ama ufukta “normale” döneceğimiz bir zaman dilimi görünmüyor. Baktırmam lazım. Diş tedavisi, malum, pahalı. Bakalım ne yapacağım… Kahvaltı niyetine ayaküstü birşeyler atıştırdıktan sonra çıktım. Yolum uzun. Geç kalmayayım. Caddede bineceğim otobüsü görünce ışıklarda durağa doğru küçük çaplı bir koşu yaptım. Otobüse yetiştim. Tenhaydı otobüs. İneceğim durağa daha var diye alışkanlıkla telefonumdan sosyal medyaya bakayım dedim. Nicedir facebookta ölüm haberleri paylaşılıyor. Telefon elimde kalakaldım. Zeynep. Zeynep Yıldırım… Bir süredir covid tedavisi görüyordu. Entübe edilmişti. Dün gece yaşamını kaybetmiş. Haydar da yoğun bakımda… Çok üzüldüm. Armutlu Pirsultan Cemevi Başkanıydı. Yeni çık

Bildiri, muhtıra, duyuru ya da her ne ise…

Resim
Emekli amirallerin gecenin bir yarısı yayınladıkları “bildiri”, “muhtıra”, kendi ifadelerine göre “duyuru” ya da adı her ne ise, bir haftadır memleketin gündemi oldu. Sürpriz mi? Bence hayır. “Sürpriz” veya şaşırtıcı olan bu “duyurunun” duyulmasının ardından ne şekilde “gündem” olacağının öngörülmemiş olması…  Emekli amiraller “bildiri” değil “duyuru” demişler ifadelerinde, “öyle olsun” diyerek ben de “duyuru” diyeyim. Bu kavramların Türkçe mealinin birbirinden çok da farklı olmadığını kaydederek… Duyurunun duyulmasının ardından sosyal medya üzerinden tepkisini “Bu da ne böyle?” şeklinde belirtenlerden biriydim. Her “duyuruya” tepki vermek gibi bir adetim, hassasiyetim yok ama bu tip durumlarda tarafını belli etmenin de gerekli olduğunu düşünürüm.  Bunun üzerine bazı okur ve takipçilerimden, “İyi ama orada darbe çağrısı, iması filan yoktu ki? Amiraller Montrö Anlaşması için görüşlerini açıklayamazlar mı? Düşünce ve ifade özgürlüğü yok mu onlar için?” şeklinde eleştirel tepkiler geldi.