Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

'Bir hayalim var'

Resim
 Bu, Amerika'da ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı hak ve özgürlük mücadelesinin sembol ismi Martin Luther King'in, bundan 56 yıl önce 28 Ağustos 1963 günü Lincoln Anıtı'nın bulunduğu meydanda yüz binlerce kişiye hitap ettiği ünlü konuşmasının başlığıydı. King "Bir hayalim var" diyerek başladığı konuşmasını şu sözlerle bitirmişti:  "Özgürlüğün yankılanmasını sağladığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlüğün yankısını duyduğumuzda, o gün yakın demektir ve o gün Allah'ın bütün kulları, siyahlar ve beyazlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler el ele tutuşup siyahların eski bir ilâhîsini söyleyecekler: Sonunda özgürüz! Sonunda özgürüz! Şükürler olsun Ya Rabbim! Sonunda hepimiz özgürüz!" Gündelik yaşamın "sorunla", "krizle" anılır olan hay huyu içerisinde, farkında mısınız, hayallerimiz, umutlarımız da giderek daha fazla muğlaklaşıyor, belirsizleşiyor ve birbirimize "Nasılsın?" diye sord

Dersim... Yorgun ve hüzünlü...

Resim
Yıllar önce Dersim'e birlikte geldiğimiz Türkmen Alevisi bir arkadaşım, Düzgün Baba yolunda "Burada kendimi çok hissediyorum" demişti... Her nasıl olmuşsa Dersim üzerine yaptığı bir araştırma vesilesiyle Türkiye'ye gelen genç bir Danimarkalı akademisyen arkadaşım da Dersim'e ilk geldiğinde benzer bir cümle ile ifade etmişti duygularını; "Burası çok farklı, insanıyla, doğasıyla. Burada kendimi rahat ve iyi hissediyorum." Özellikle Dersim'i ilk kez gören, bazılarının ilk kez görmelerine hasbelkader vesile olduğum birçok arkadaşımdan da benzer sözler duymuşluğum var. Öyledir. İyi hissedersiniz kendinizi Dersim'de. Rahat hissedersiniz. Özgür hissedersiniz. Eğer   kafanızı kaldırdığınızda gördüğünüz yeşil tepelerin her birinin üzerine konuşlanmış "kalekolları", "kulekolları" görmezden gelirseniz... Şehre girerken ve çıkarken yapılan güvenlik kontrolleri ve attığınız her adımda görebileceğiniz ağır silahlarla donatılmış as

Dersim notları-3... Zerya'ların, Zelal'lerin, Ayaz ve Nûpelda'ların memleketi

Resim
Dersim'in her yanı gezilesi, görülesidir ya Ovacık'a (Pulur), Munzur Gözeleri'ne gitmeden olmaz... Dünyanın en güzel doğal parklarından kabul edilen Munzur Vadisi'ni baştan sona kat etmeden, Kemerê Bel'de, Ana Fatma'da mola verip çıra yakmadan, "lokma" dağıtmadan olmaz... Halvori Gözeleri'nde soluklanmadan, 38 kurbanlarını anmadan... Olmaz...   Kuzuma "Bugün Munzur Gözeleri'ne gideceğiz" dediğimde, sevindi. Hala hatırlıyordu Munzur Dağlarının bağrından fışkıran gözeleri... Ne var ki gidemedik. Operasyon varmış ve yolu kapatmışlar... Nitekim ertesi günü "Çatışma çıkmış, beş kişi ölmüş" diye haberi duyuldu. İçimde ukde kaldı. Yalnız olsam giderdim gitmeye ya, kızım yanımdaydı ve ona anlatmakla yetindim Munzur Vadisi'ni, güzelliğini, bizim için neden çok değerli olduğunu...   Ayaz ve Nûpelda... Sonradan da Ayaz ve Nûpelda'nın haberi geldi... Kimin koyduğu hala muğlak bir mayına veya "el yapımı bomba&q

'Senin bıyıkların daha güzel, hem senin sakalların var onun yok'

Resim
Kuzumla son Dersim ziyaretimizin notlarına devam edeyim... Tabii önemli şeyleri yazıyorum, her şeyi birebir yansıtmak kolay değil, söz konusu olan "Dersim" ve sana hissettirdikleri olunca... Pertek'te çok oyalanmadık. Daha önce olsa tanıdığım belediye başkanından "Gelmişsin, bir çayımı içmeden gitmişsin" serzenişine neden olmamak için Belediye'ye uğrardım. Şimdiki belediye başkanını tanımıyorum, bir gün tanışırız elbet. Arada Kenan Başkan'a selam etmiş olayım. Bir sigara içimi bekledikten sonra minibüse bindik ve bizi yolculamaya gelen kardeşimle dönüşte Elazığ'da görüşmek üzere sözleştik. Pertek-Merkez yolunu yaptıklarını duymuştum. Güzel olmuş. Darısı diğer ilçe yollarının başına... Öncesinde olduğu gibi Zerya'nın elinden fotoğraf makinesi düşmedi. Fotoğraf makinesini yanımıza almayı da o istemişti zaten. Dersim'de boynunda asılı oldu hep. Şimdiden gazeteciliğe özeniyor, gazeteciler fotoğraf çeker ya. Aksilik, makinenin hafıza kartının