Kayıtlar

Ağustos, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Geçmişin tutsağı olmamak için...

Resim
Ben içerideyken okuma yazması olmayan annemin bana gönderdiği mektupları yazardı Suna. Annemin ağzından mektubu bitirdikten sonra, kendi adına da bir şeyler yazar, halimi hatırımı sorardı. Bir keresinde, “Cafer abi” diye yazmıştı bana, “Biz neden Ermeniyiz? Allah bizi neden Ermeni yaratmış? Biz neden Türk değiliz?” İsimlerin ve kökenlerin, inançların öneminin ayrımına vardığımda ilköğretim çağındaydım. Dersim sürgünü bir aile olarak Elazığ’ın “Seko” mahallesinde oturuyorduk. Mahallemizin resmiyetteki adı “Mustafa Paşa” idi, ama günlük kullanımda, mesela “Seko mahallesinde oturuyoruz” derdik. Annemden öğrenmiştim, “Seko”, bir zamanlar burada yaşayan bir Ermeni’nin adıymış. Herkese bir şekilde iyiliği dokunmuş biriymiş. O nedenle de onun oturduğu mahallenin adına “Seko mahallesi” denmiş. Oturduğumuz mahallede Dersim sürgünü insanların yanı sıra, Palulu Zaza aileler ve Ermeni aileler de yaşardı. Kapı komşularımız idiler. Varto abla ve Mardiros abe, Anton amca, Marsa abla, Ayda ve diğerler