"Komiser" mevzuuna yeni ve biraz da kişisel bir boyut getiriyorum. Ona buna "ayar" vermekle görevli bazı "ucube" tipler var çünkü. Hangi devirde yaşadıklarını hatırlatmak bana düştü; bir de her kuşun etinin yenmeyeceğini... Buyurun... -Kitap yazmışsın bir de reklamını yapıyorsun? Kapitalist düzenin çarkları içinde değerlerimizi pazarlıyorsun! -Bir dakika bir dakika... Hangi kitabımdan bahsediyorsun? Çok kitabım var da ayıptır söylemesi... -Çok vardır tabii. Sende aydın kişiliği var zaten. -Bir de Dersim kişiliği var, onu unuttun? -Evet. Bir de Dersim kişiliği var. Son kitaplarını diyorum ben. Ondan önceki kitaplarını bilmiyorum. Herhalde aynıdır. -Yok, aynı değil. Bunlar kişisel tarihimin tanıklık kitapları... -Onu diyorum işte. Değerlerimizi pazarlıyorsun utanmadan! Kapitalist olmuşsun. -Senin adın ne? Bak benim adım, sanım ortada. Senin bu ateş gibi adın ise sahte. Ben de seni bileyim; kimsin, nesin? -Ne yapacaksın adımı? "Nası...
Kişisel bloguma hoşgeldiniz.