Sosyal medya halleri ve #hayatdersleri

Sosyal medyada öteden beri çok aktif olduğum söylenemez. “Marifet” diye demiyorum. “Sosyal medya kullanmıyorum, kullananları anlamıyorum, baş belası” vb diyenlerden değilim. Madem sosyal medya diye bir şey var, yok saymak tabii ki mümkün değil. “İşiniz” her ne ise bir şekilde sosyal medya ile ilgili olmak durumundasınız. Mesela “işsiz” de olsanız, gazeteci iseniz, dünyada ve Türkiye’de, bölgede neler olup bittiğini izlemek, anlamaya çalışmak gibi bir “alışkanlığınız” varsa. Ya “yorumlamak” diye de sorulabilir elbette. Tabii ki yorumlamak, gündeme dair kendi tavrınızı belli etmek için de… Zorluklarını ve olası sonuçlarını göze almak kaydıyla. Tivitleri yüzünden “içeride” kaç insan var, bilemiyorum… Ben sosyal medyayı yazılarımı paylaşmak için kullanıyorum daha çok. Bir de yeni kitaplarımı duyurmak için. Malum, “reklam” devrinde yaşıyoruz; “reklamı” olmadan insanların dikkatini çekemiyorsunuz. Başka mecralarda ve başka, daha etkili biçimlerde kitabınızın reklamı olmayınca, mecbur, s...