'Ama adam Alevi?!

 “Normal” olduğumuzu düşünüyorsanız, ben dünden yanılmaya da, ikna olmaya da hazırım.

TİP milletvekili Ahmet Şık’ın Medyascope’ta katıldığı bir programda Cumhurbaşkanlığına aday olacağı konuşulan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için sarf ettiği ve kamuoyunda “Ama o Alevi” şeklinde anlaşılan sözleri hayli gürültü kopardı. Birçok Alevi kurumu, “Biz oy verirken kimin Alevi, kimin Sünni olduğuna bakmıyoruz” şeklinde açıklamalar yaptılar.

Şık, tepkiler üzerine sonradan “Meramımı iyi anlatamamışım, daha dikkatli olmalıydım” diyerek özür diledi, konu kapandı. Şık yönünden kapanmış olabilir elbette ama konu gerçekten kapandı mı, emin değilim.

Çünkü kanımca, memleket seçim sath-ı mahalline girdi ve önümüzdeki günlerde, hele ki Sayın Kılıçdaroğlu adaylığını resmen deklare ettiğinde, miting meydanlarında “Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu Alevi” şeklinde manidar sözlere tanık olma ihtimalimiz gayet ciddi bir ihtimal.

“Nasıl yani?” veya “Nereden çıkarıyorsun bunu?” diye soracak olursanız eğer, hemen söyleyeyim, bu benim durduk yere aklıma gelen bir ihtimal değil.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan miting meydanlarında hitap ettiği seçmenlerine birçok kez, Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu hatırlattı. Karşılığında o meydanlarda toplanan kalabalıklar, hep bir ağızdan “Yuh!” çektiler. Erdoğan’ın o “Yuh!” çığlıklarına cevaben, “Kimsenin mezhebini, inancını hor görmeyin, ayıp oluyor” dediğini ise duymadık.

Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğinin yuhalatıldığı o mitinglerin yapıldığı illerin bazılarında Alevi yurttaşlar da yaşıyordu. Mesela Maraş’ta (8 Mayıs 2011)… Düşünün ki Maraş’ta yaşayan kendi halinde bir Alevi vatandaşsınız, Maraş Katliamı hafızanızda hâlâ canlı ve çevrelendiğiniz Sünni çoğunluktaki Alevifobi canlandırılıyor. Acaba ne hissederdiniz? Ya da Çorum’da ya da Malatya’da ya da Elazığ’da, Tokat’ta, Amasya’da…

Hatırlanacaktır, AKP iktidarının “açılımcı” olduğu yıllarda gündeme getirdiği ve sonra da sokağa terk ettiği açılımlardan biri, Alevi açılımı idi (2009). Açılımdan vazgeçmelerinin birçok sebebi sayılabilir ama kanımca en önemlisi, kutuplaşmadan iktidar devşireceklerini keşfetmiş olmalarıydı. Kafalarındaki kurgu, AKP Sünni CHP de Alevi partisi olsun; Sünniler çoğunluk olduğuna göre iktidar da devlet de ilelebet kendi “yazgıları” olur şeklindeydi…

Kılıçdaroğlu ve kurmayları biraz da bunu görmeleri nedeniyle o gün bugündür CHP’yi “bildik CHP” olmaktan uzaklaştırmaya, daha kapsayıcı bir parti olarak yapılandırmaya gayret ediyorlar. Bu, başka bir konu.

Sayın Kılıçdaroğlu iktidara aday ana muhalefet partisinin lideri sıfatıyla doğru veya yanlış, eksik veya fazla, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz memleketin her türlü sorunuyla ilgili doğal olarak konuşuyor, açıklamalar yapıyor, “İktidara geldiğimizde yapacağız, halledeceğiz, çözeceğiz” vb. diyor. Ama bugüne değin Alevi yurttaşların “eşit yurttaşlık” olarak özetlenebilecek herhangi bir sorunuyla, talebiyle, beklentisiyle ilgili aklınızda kalan bir başı sonu belli açıklama yaptığını, bir seçim vaadinde bulunduğunu hatırlıyor musunuz?

Bundan ısrar ve itinayla uzak duruyor. Kürt sorunu ile ilgili olarak bile, somut olmaktan ne denli uzak olsa da, “Parlamentoda Kürt sorununu çözeriz” demişliği var. Ama Alevi meselesiyle ilgili ne kendisinin ne partisinin deklare edilmiş herhangi bir tutumu yok. Hikâyesinin başladığı coğrafyayla ilgili sorunlara, taleplere ilişkin de olmadığı gibi.

Çünkü o Dersimli bir Alevi ve bunun istismar edilebileceğini biliyor. Bunun bedelini de Aleviler ve tabii ki sonuç olarak bütün ülke ödüyor. Neticede bir “eşit yurttaşlık” yönetimi olan demokrasi “varmış gibi” yaşayarak…

Başa dönersek… Ahmet Şık aslında uzun süredir insanların köşede bucakta konuştuklarını yüksek sesle dile getirdi. Siyasi kimliği nedeniyle elbette ki bu tür hassas konularda meramını daha özenli, dikkatli ifade etmek durumundadır. Ama eğri oturup doğru konuşmak gerekir; “Kılıçdaroğlu iyidir hoştur, düzgündür, dürüsttür ama…” diye düşünen insanlar var. Aleviler içinde “Sünniler oy vermez ki” diye kaygılanan insanların sayısı sanılandan daha fazla. Sünni yurttaşların önemli bir kesiminde ciddi bir Alevi önyargısı olduğunu gözlemleyen de herhalde sadece ben değilim…

“Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde…” sözcükleriyle başlayan nutuklar atıp, özellikle seçim zamanlarında insanların birbirlerine karşı taşıdıkları önyargıları istismar eden propagandalardan medet ummak, çok açık ki kirli bir siyasettir. Maalesef demek gerekir, bu, Türkiye siyasetinin başlıca handikaplarından biri olmaya devam ediyor…

Kuşkusuz ki iktidar olmaya soyunan insanların etnik, dini, inançsal aidiyetlerine değil savundukları politikalara bakmak gerekir. Doğrusu da, normal olanı da budur.

Şayet gayet “normal” olduğumuzu düşünüyorsanız, ben dünden yanılmaya da, gayet normal bir toplum olduğumuza ikna olmaya da hazırım.

Bir süre Diyarbakır, Elazığ, Dersim dolaylarında olacağım. Anneme, büyüklerimize de soracağım bu konuyu. Bakalım onlar ne diyor…

27 Mayıs 2022 

P24 - “Ama adam Alevi…” (platform24.org)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlla da İzmir...

#ŞehirNöbeti notları :)

Dersim'de hakim kanaat: Gülistan Doku...