Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kılıç artığı ve şeref

 Şerefli olmak için ne Oğuz Türklerinin torunu olmak ne de cepheden cepheye koşmuş dedelere sahip olmak gerekir. Bu sözleri, Selvi sonradan fark etmiş midir bilemiyorum ama, kılıcı elinde tutanlara karşı tipik bir “kılıç artığı” psikolojisini yansıtıyor Abdülkadir Selvi, malum, hadi “yandaş” demeyelim, Saray ve Saray Hükümetine yakın bir gazeteci. Gazetecilik faaliyeti, izlediğim kadarıyla, daha çok iktidar cenahından edindiği bilgileri duyurmak. Olabilir. Neticede, “kulis gazeteciliği” diye bir şey de var memlekette; ben ve benim gibilerin “alanı” olmasa da. Nasıl olsun ki; bunun için öncelikle iktidar çevrelerinden kaynaklarınız, “kuşlarınız” olacak, orada burada ıstakoz yiyen, rolex marka saatleriyle “millet” nutukları atan kişilerle ahbaplığınız olacak… Bir zamanlar, hatırlayanlar bilir, Hürriyet’in başında iken Ertuğrul Özkök’ün adı “Ertuğrul Özköşk”e çıkmıştı; sürekli köşkten bildirmesi nedeniyle. Onların devri biteli çok oldu, bunların devri ise henüz sürüyor… Neyse. Uzak ol...

Istakoz ve züğürdün çenesi

 Hakkaniyet gereği Şebnem Bursalı’nın “Monako’da ıstakoz yemek” temalı fotoğraflı paylaşımı nedeniyle dilinin ucuyla özür diledikten sonra “En iyi savunma saldırıdır” hissiyatıyla “Gündemi değiştirmek istiyorlar” açıklaması yaptığını da hatırlatmış olayım Atalarımız boşuna dememişler, “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” diye. Kaç gündür bir sayın AKP milletvekilinin Monaco’da bir iş insanı arkadaşıyla yediği ıstakoz konuşuluyor. AKP İzmir Milletvekili ve Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Şebnem Bursalı hanımefendinin instagram hesabında paylaştığı fotoğrafta, “ıstakoz” olduğu söylenen bir “şey” görünüyor. Ama sofrada sadece ıstakoz mu var? Zenginler zevk sahibi insanlardır yani, ıstakozun yanında başkaca ne yenilir içilir, fakirler bilmez ama onlar tabii ki de (“tabii ki de”) bilirler. İşleri, varlıklı şahsiyetlerin “Neyin yanında ne yenilir içilir acaba?” türü yemekle ilgili meraklarını gidermek olan gurmeler ıstakozu Sauvignon Blanc (“O ne la?”) ile tüketmeyi tavsiye ediyorlar...

Bayram ve barış

 Barış, bir anda gerçekleşmesi mümkün bir şey değil; bir süreç sorunu. Bu sürecin işlemesi de, ciddi bir yüzleşmeye ve zihniyet devrimi gerçekleştirmeye doğrudan bağlı. Bu sürecin neresinde olduğumuz konusunda bazen iyimser, bazen kötümser demeyeyim de karamsar oluyorum doğrusu… Bayramdır, güzel, anlamlı, kıymetli bir gelenektir; nicedir sadece “tatil” ile özdeşleştirilmiş olsa da. Ölmüşlerimizi anar, mezarlarını ziyaret ederiz. Büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öperiz. Bayramdır deyip daha temiz, düzgün ve mümkünse “bayramlık” niyetine alınmış yeni giysilerimizi giyeriz. Belki çocuklar çalar kapımızı ve onlara şeker, çikolata tutar, harçlık veririz. “Nerede eski bayramlar” diye hayıflansak da, bayramdır işte ve her zamankinden daha iyimser, daha olumlu, güzel, barışçıl, insancıl duygular vardır içimizde. Devir devran ve bayramlar çok değişti elbet, ama hiç değilse bu bayram hissiyatını yitirmesek hiç… Artık bayram kutlamaları sosyal medya, SMS ve whatssap mesajl...

31 Mart seçimleri: İz bırakanlar

 İnsanlar dışarıdan empoze edilmiş önyargılarını ısrar ve inatla sürdürmek yerine birbirlerine biraz daha yakından baksalar, dokunsalar, sanki her şey daha güzel olacak ve toplum daha fazla “biz” olmaya başlayacak… 31 Mart seçimleri birçok bakımdan kolay kolay unutulmayacak izler bırakarak gerçekleşti. Hatta uzun erimde bir dönüm noktasını ifade ettiği de rahatlıkla söylenebilir. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılından bu yana ilk defa net bir sonuçla seçim kaybetti. Bunun yerel seçim olması, siyasi açıdan anlam ve değerini kuşkusuz ki eksiltmez. Maksat kayda girsin kabilinden seçimin bıraktığı izleri özetledim. Hepsi bu kadar değildir kesinlikle; eksikleri de siz tamamlayınız. > AKP ilk defa yurt sathında aldığı oylar itibarıyla ikinci parti durumuna düştü. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyasında öne çıkan şiarı, tehdit ve şantaj kokan “Oy verin ki hizmet gelsin” sözleriydi. Seçmen buna prim vermedi. > CHP de uzun yıllar sonra ilk de...