Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Felaket! Bodrum biterse…

 Bodrum batarsa Türkiye batacaksa eğer, daha ne duruyoruz; uçakla, otobüsle, arabayla, otostopla, atla, eşekle, olmadı tabana kuvvet, istikamet Bodrum, ileri! Bodrum, son zamanlarda yiyecek içecek mekanlarındaki fahiş fiyatlarla gündeme geliyordu. Araştırdım biraz üşenmeyip: Bir adet lahmacun ile ayran, arada tekrar zamlanmamışsa eğer 950 TL, makarna 700 TL, bir top dondurma 250 TL, bir bardak çay 90 TL, küçük su 50 TL imiş. Yurt sathında çok sayıda şubeleri olan bir simitçide sandviç fiyatları 355 TL’den başlıyormuş. Havaalanlarındaki uçuk fiyatlara neredeyse alışmıştık ama Bodrum iyice aşmış. (Ya diğer namlı tatil beldeleri?) Haliyle fakirler bu rakamlara ancak yutkunarak bakabilir ve “Bu sene de Bodrum’a gitmeyiveririz, ne olmuş yani?” der, otururlar evlerinde, sorun değil (Sanki her sene gidiyorlar da bu sene eksik kaldı). Ama işin içinde “iş” varmış galiba? Bodrum’daki fahiş fiyatlarla ilgili peş peşe haberler ve üstüne de, “Yunan adaları daha ucuz” rivayetleri çıkınca, bunun ...

Elini öptünüz, ama o işaret eksik kaldı!

 Diğer kurumlar bir yana güvenlikle ilgili birimlerin böylesine açık açık bir siyasi parti militanlarının “ocağına” çevrilmiş olması, kanımca, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde geldiğimiz noktanın en çarpıcı özetidir… Sahada kurtbaşı işareti yapıp “Bir bu eksikti” dedirten bir krize sebep olan futbolcu Merih Demiral vesile oldu ve neredeyse kurtbaşı işareti yapmanın Türklerin milli sporu olduğuna dair TBMM olağanüstü toplanıp kanun çıkaracaktı. (İyi Parti isimli evrim yoluyla mevta siyasi partiler tarihine geçme süreci yaşayan parti, TBMM Başkanlığına bir kanun teklifi de verdi hatta.) Bolu’nun ırkçı çıkışları ve uygulamalarıyla tanınan Belediye Başkanı şehre Demiral’ın heykelini dikeceğini ilan etti, vb… Ama yani kırk yıl düşünsem, bir ameliyat odasında doktor kılıklı bir takım tiplerin kanlı elleriyle kurtbaşı işareti yapıp bunu da sosyal medyada yayınlayacakları aklıma gelmezdi. O cenahta en revaçta meslek polis olmak, Çatlı veya Çakıcı olmaktır, malum, ama demek ki dokt...

İyimser, kötümser, mutlu, mutsuz ama her daim umutlu

 İnsanız neticede. İyi günümüz de var, kötü günümüz de. Her şey insana mahsus. Hayatta kendinizi iyi ve mutlu hissettiğiniz zamanlarınız çok olsun ve illa da geleceğe dair umutlarınız… Önceki yazımda memleketin hal ve gidişatını kısaca özetleyen ve “Elde var, mutsuzluk” diyen yazıma okur ve arkadaşlarımdan değişik tepkiler aldım. “Hepimiz mutsuzuz” diyenler bir yana, asıl “Biz seni böyle bilmezdik, ne bu mutsuzluk, umutsuzluk, karamsarlık? Yakışıyor mu sana yani?” mealindeki tepkiler üzerine hayli düşündüm… Mutluluk, bir duygu ve ruh hali. “Mutlak” veya “sürekli” bir mutluluk durumu yok. Öylesi bir mutluluk durumu, insanlar için “özlemi” duyulan olsa da, asla gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şey. Yaşadığınız dünya berbat halde iken sizin kesintisiz ve süreğen bir mutluluk içinde olmanız mümkün olabilir mi? Sanmıyorum. Dünya hali bir şekilde sizi de etkiler çünkü. Ama elbette ki kendinizi iyi hissettiğiniz, mutlu hissettiğiniz anlar, dönemler, zamanlar vardır: İyi bir iş bulmuşsunuz...

Elde var, mutsuzluk…

 Sormaktan ve sorgulamaktan uzak durmanın yanı sıra, toplumun yakın ve uzak tarihimizin ibretlik olay ve deneyimlerinden hareketle bir “yüzleşme” çabası içinde olduğunu söylemek de, maalesef, kolay değil Sağınıza, solunuza, çevrenize bir bakın, kulak verin; insanlarımızda kötümserlik, karamsarlık her geçen gün daha da koyulaşarak artıyor, yaygınlaşıyor. Bu düşündürücü tablonun akla ilk gelen nedeni, ekonomi eksenli memleket meselelerinin etkisi; enflasyon, hayat pahalılığı, ay sonunu nasıl getireceğiz hesapları… Gerçekten de bu sorunların ağırlığı altında ezilen insanların “karamsar” veya umutsuz olmalarında şaşacak bir şey olmasa gerek.  Nitekim “mutluluk”, “yaşam memnuniyeti” anket ve araştırmalarında son yıllarda oranlar “mutsuzluk” yönünden ciddi biçimde artış gösteriyor.  En son, geçtiğimiz Mayıs ayında 3 bin 101 kişinin katılımıyla yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılanların yüzde 58,7’si mutsuz olduğunu beyan etti. 10 yıl sonra ne durumda olacaklarına dair “k...