Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vazgeçmeyeceğiz!

 O, Hasan Ocak’ı işkence ile katledip kimsesizler mezarlığında gizleyen katilleri ifşa eden ve varlığını “kayıplar için adalet!” mücadelesiyle özdeşleştiren yılmak, yorulmak bilmez bir adalet ve hakikat direnişçisi, “Bir Hasan kaybettim bin Hasan kazandım” diyendi “Biz vazgeçersek bu ülke kaybedenlerin cenneti olmaya devam edecek.” –Emine Ocak Maside Ocak : “Acıdan sabır, sabırdan umut, umuttan direniş ören bir vicdan anıtıdır annemiz. Annem, sen sadece bizim değil, milyonlarca insanın yüreğinde umut oldun. Her zaman dimdik durdun. Sadece kendi acını değil, herkesin acısını kendi yüreğinde yaşadın. Senin gözlerinde kaybedilenlerin acısını hissettik. Onları unutmayacağız. Şimdi seni Hasan’ın yanına uğurluyoruz.” Hüseyin Ocak : “Emine Ocak 1937’de Dersim’de doğdu. Kırımların başladığı bir coğrafyada dünyaya geldi. O günden itibaren ölüm annemin peşini hiç bırakmadı. Ancak bizim inancımızda, ölürse ten ölür, canlar ölesi değil.” Aysel Ocak : “Annem… Kartanem, oğluna mı kavuştun? Her b...

“Geri zekalıya anlatır gibi”

 Siz bulunduğunuz makamın yüklediği sorumluluk gereği kendi alanınızla ilgili soru ve sorunlara üslubunuzu bozmadan cevap vermek, insanların endişe ve tedirginliğini gidermek, iddiaları objektif biçimde soruşturmak ve soruşturmanın sonuçlarını kamuoyuna açıklamakla mükellefsiniz. Bunu yapmak sizi sıkıyorsa o koltuktan kalkıp başka işlerle iştigal edeceksiniz Nasıl bir strestir, nasıl bir çiledir, nasıl bir endişeli bekleyiş sürecidir; bilen bilir. En çok da klişe tabirle “yarış atı” muamelesi gören çocuklar açısından. 8. sınıflardan ve senenin bitiminde yapılan LGS sınavlarından bahsediyorum… Okul, dershane, özel ders ve öğretmenler, bitmek tükenmek bilmeyen test çözümleri, deneme sınavları… Her şey iyi bir liseye girebilmek için. İyi bir üniversite kazanmanın yolu, liseden geçiyor madem. “Bana ne” deme şansınız yok. Çocuğunuzun geleceği söz konusuyken nasıl “bana ne” diyebilirsiniz ki? Mümkün mü? Bütün varlığınızla bu “yarışa” katılmak durumundasınız. “Bütün varlığınızla” derken, ...

“Türkiyeli değil, Türk!”

 “Türkiyeli” olmak bir ortak kimlik, bir üst kimlik olabilir tartışmasını daha başlamadan provoke eden bu ırkçı, faşist vatandaşların Türkiye’nin gündeminden şiddetin çıktığı bu dönemde arz-ı endam eylemesi ayrıca manidar… Dikkatinizi çekmiş olmalıdır; son günlerde sosyal medyada, özellikle de X’te nereden icap ettiyse durduk yere tuhaf bir kampanya sökün etti, “Türkiyeli değil Türküm!” diye. Çoğu kişi bu manasız klişeye mesleğini de ekliyor; “Türkiyeli değil Türk filancayım” şeklinde. Gözüme takılanlar şunlardı; Avukat, eczacı, akademisyen, hemşire, doktor. Bekledim ama “Türkiyeli değil Türk gazeteciyim” veya yazarım, çizerim, siyasetçiyim (vb) diyene rastlamadım. Belki benim gözümden kaçmıştır veya sıradadırlar. Sadece yazar, çizer, gazeteci, siyasetçi erbabı değil tabii eksik olan. Türkiye’de Türklüğünü altını kalınca çizerek vurgulayan başka meslekler de var. “Meslek” değil de meslek haline getirilmiş işler de denilebilir. Hatta marjinal de olsa bazı çevreler bu “iş” erbapların...

Yapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor

 Birey değil, insan değil; kul, mürit, onun bunun “askeri”, kendi iradesine sahip çıkmaktan yana aciz bir toplumda birer yasaklar manzumesine çevrilmiş yasalar devleti yönetenler için değil adına “millet” dedikleri vatandaşlar içindir! Özgürlükçü karakteri olan anayasa ve diğer yasa ve hukuk metinlerinin en temel özelliği, sözcüğün en gerçek ve geniş manasında güç odaklarının potansiyel olarak taşıdığı “Güç bende!” zorbalığını o kudrete sahip olmayanlar lehine sınırlandırmaktır. Kuşkusuz bunun nerede, nasıl ve ne şekilde realize olduğu tartışılabilir bir husus. Ancak “demokrat” ya da “özgürlükçü” olmak iddiası taşıyan bir hukuk anlayışının mantığı bu olmak durumundadır; vurgulamak, dikkat çekmek istediğim meselenin bu yönü. “Güç odakları” derken kastettiğim, öncelikle tabii ki siyasi iktidar, yasama-yargı-yürütme erkini oluşturan yapılar, ordu ve güvenlik bürokrasisi, kısacası “devlet” kavramını ifade eden kurumlar. Yanı sıra toplumsal hiyerarşinin “kaymak tabakasını” oluşturan ser...