Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ne iş yapar?

 “Başkanlık” Alevilerin birbirinden ciddi ve haklı talep ve beklentileriyle ilgili hiçbir “iş” yapmıyor. “Başvuran cemevlerinin elektrik faturalarını ödüyoruz ya!” diyebilirler, dalga geçercesine; cemevlerinin asıl sorunlarını bilmiyorlarmış gibi… Cehennem acı çektiğimiz yer değil; acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdir… -Hallac-ı Mansur. Konuyla ilgili olanlar bilir; önceki yıl 9 Kasım 2022’de 112 nolu cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” adı altında bir “şey” kuruldu.  Nihayet devlet Alevileri tanımış, cemevlerinin statüsü başta olmak üzere taleplerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının baskısıyla da olsa yerine getirmiş işte demeyin hemen. Çünkü alakası yok. Misal, AİHM’in çok net ve bağlayıcı kararına rağmen devlet cemevlerini Alevilerin ibadet mekanı olarak hala tanımıyor… Yine ilgili bağlayıcı nitelikteki AİHM kararına rağmen zorunlu din derslerinin “zorunlu” olmaktan çıkarılm...

Edep ya hu!

 Bir Alevinin MHP’li olmasını aklım havsalam almıyor ama yine de bu benim hassasiyetim diyerek meseleye bu açıdan değil, edep ve ahlak açısından bakmak gerektiğini düşündüm Halimizi hal eyledik  Yolumuzu yol eyledik  Her çiçekten bal eyledik  Arıya saydılar bizi Alevi dergahlarında, cemevlerinde, cem tutulan, dar’a durulan mekanlarda “kapı” ve “eşik” çok önemlidir, manevi anlamı büyük duraklardır. Kapıdan ve eşikten geçmeden önce “edep ya hu!” düsturunu idrak etmiş olmanız gerekir. Eline, diline, beline hakim olmakla özdeşleştirilen “edep” düsturu, yol’a dair olmazsa olmaz bir değer taşır. Bu değerden yoksunsanız, her türlü kirliliğe, kötülüğe, düşkünlüğe açıksınız demektir ve önemi de bundan dolayıdır. Alevi inanç ve öğretisinde dini veya etnik kimliği, inanç ve ibadeti ne olursa olsun herkes aynı ölçüde insandır, değerdir, candır ve herhangi bir şekilde ayrım yapmamak gerekir. Bu bilince sahip olmak, herkesin hakkına, hukukuna anlayış ve saygı göstermeyi gerekli kı...

Tahir Elçi davasında ‘örtbas’ kararı

 Mahkemenin “beraat” kararı vermesiyle sonuçlanan yargı süreci boyunca sergilenen anlayış ve pratik, kameralar önünde adeta canlı yayın yapılarak işlenen cinayetin “faili meçhul” karanlığına sürüklenmek istenmesinden başka bir anlam ifade etmiyor. Tahir Elçi… 28 Kasım 2015 günü mermi izleriyle delik deşik edilmiş Dört Ayaklı Minarenin önünde savaşa, çatışmalara, operasyonlara karşı “barış” istemek olmuştu son sözleri: “…Buradan bir çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekanında çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar çatışmalar silahlar operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz. Bu amaçla bugün arkadaşlarımla Diyarbakır Barosu arkadaşlarla Diyarbakırlılarla birlikte buradayız. Bu davranışa tarihe yönelik şiddet eylemini, suikastı saygısızlığı kınıyoruz. Tarihsel mirasına sahip çıkmayanlar güvenli bir gelecek kuramazlar. Bu nedenle tarihimize değerlerimize tarihi ve kültürel mirasım...

Hakkari’ye kayyum, halkın iradesine darbe

  Kayyum meselesinin Kürt camiasında, “Hala demokrasicilik oynamaya devam edecek misiniz? Çekilin parlamentodan, belediyelerden, sıranızı beklemeyin, sine-i millete dönün!” şeklindeki tepkileri de çoğalttığını arada söylemeden geçmeyeyim Üçüncü “kayyum” dalgası Hakkari’den başladı; DEM Partili Hakkari Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış, Van’da gözaltına alındı. Hakkari Valisi, İçişleri Bakanı tarafından belediyeye kayyum atandı.  Devletten kaçmaz tabii; Akış meğerse 2014 yılında hakkında açılmış olan 14 sanıklı bir davada, “örgüt üyesi, örgüt üst düzey yöneticisi, örgüt propagandası, örgüte eleman kazandırma, örgüt adına haraç toplama” gibi suçlamalar nedeniyle yargılanıyormuş!  Nasıl olmuşsa gözden kaçmış, unutulmuş; ama geç de olsa devlet harekete geçti ve önce Akış gözaltına alındı, ardından belediyeye kayyum atandı (yoksa tersi miydi?). “Adalet” bu, bir kez harekete geçti mi durdurabilene aşk olsun. O derece. Nitekim kayyum atandıktan sonra, Sayın Vali belediyed...