Hayat işte, dedirten...

Güne, yeni bir haftaya, yeni bir haftanın ilk gününe iyi başlamak lazım, kendini iyi hissederek yani. Yalnız da olsan “günaydın” duygusuyla uyanmış olmalısın mesela; Günaydın. Rojbaş. Sodire xer. Good morning. Guten Morgen. Bonjour. Buenos dias. Kalimera. Pariluys. “İyi, güzel bir hafta olsun, hiç değilse kötü bir şey olmasın” derdim her haftanın ilk günü, 6 Şubat gününe değin. Deprem alt üst etti bizi. Ama işte hayat devam ediyor, “eskisi gibi” olmasa da... Kendini iyi hissetmek, günaydın duygusu ve kahvaltı ile ilgili biraz da. Bence. “Şükür” duygusu da denilebilir. Sofranda bir parça ekmek var. Yanında da çay. Saygı duymak gereken bir emeğin ürünü bu “şükür” duygusu ve o emeğin sahibi sensin... Bir de, üç günlük dünyanın ikinci günündeyiz neticede, galiba bunu aklımızda tutmamız gerek hep. Kıymetini bilmediğin zamanlar yeniden yaşanmayacak, hayatın tekrarı yok. Malum, benim işim yazı-çizi işleri. Kafayı çalıştırmak gereken işler yani. Kafayı çalıştırmak da, akıl ve ...